Zafer Haftası’nın (26-30 Ağustos) Tarihçesi, Önemi ve Anlamı
4 Ağustos 202526-30 Ağustos tarihleri, Kurtuluş Savaşı’nın sonuna gelindiği ve bir milletin esareti reddederek bağımsızlık meşalesini tutuşturduğu en kritik dönüm noktalarından biri olarak tarihe yazılmıştır. 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz’dan, 30 Ağustos’ta kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne kadar geçen zorlu fakat sayısız kahramanlıkla dolu günler, Anadolu’nun yeniden ayağa kalktığı ve bağımsızlık ruhunun ete kemiğe büründüğü bir destan halini almıştır.
Büyük Taarruz ve Büyük Uyanış
26 Ağustos 1922 sabahı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında başlayan Büyük Taarruz, aylar süren bir sabır, hazırlık ve üstün stratejinin ürünü olmasıyla bilinir. Yorgun ama her şeye rağmen inançlı bir halkın evlatları, işgal kuvvetlerine karşı topyekun bir mücadeleye girişerek bir askeri harekattan çok daha fazlasına; yüzyıllarca süren bir mirasının, bir geçmişin, milletin iradesiyle yeniden doğuşuna öncülük etmiştir.
30 Ağustos 1922’de kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi, yalnızca düşmanın kesin yenilgisi değil, bir milletin “ya istiklâl ya ölüm” diyerek yazdığı tarihsel iradenin tüm dünyaya ilanıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün meşhur “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emri, sadece bir yön tayini değil, özgürlüğe atılan güçlü bir adımdır. Bu büyük zafer, işgale, umutsuzluğa ve teslimiyete karşı verilmiş en net cevaptır.
Nesilden Nesile Taşınan Büyük Zafer Ruhu
Zafer Haftası’nı yalnızca savaş meydanlarındaki kahramanlığa indirgemek yetersiz kalacaktır. Zafer Haftası bir milletin yeniden doğuşunu, ortak hafızasını ve sarsılmaz iradesini de temsil eder. Kurtuluş Savaşı’nın son ve belirleyici halkası olan bu büyük zafer, Türk milletinin kaderini kendi elleriyle şekillendirme kararlılığının simgesidir aynı zamanda.
Bu eşsiz zafer, yüreklerin, inancın ve dayanışmanın eseridir… Cepheye giden gençlerin cesaretiyle, sırtında mermi taşıyan anaların dirayetiyle; yemeğini askerle paylaşan halkın gönlüyle, canını ortaya koyan Mehmetçiğin fedakarlığıyla yazılmış bir halk destanıdır. Zafer Haftası’nı anlamlı kılacak şey, geçmişteki mücadeleyi yad etmekten öte; o yüksek ruhu günümüze taşımak ve geleceğe miras bırakmaktır. 26-30 Ağustos tarihleri arasında kutlanan bu özel hafta, törenler ve kutlamalar kadar minnetle, vefayla ve millet olma bilinciyle yaşatılmalıdır.
Çünkü bu hafta, sadece bir askeri başarının değil; daha özgür, daha adil ve daha üretken bir toplum idealinin de işaretidir. Gerçek zafer, geçmişten aldığı güçle yarını inşa edebilenlerin zaferidir.